3 Ağustos 2010 Salı

BU CENNET BU CEHENNEM


BU CENNET BU CEHENNEM


Yazarı: Zeynep Oral


Basım Yılı: 1996




Gazeteci Zeynep Oral, kah Hakkari'den kah Sivas'tan, kah Rize'den izlenimlerini aktarır bu kitapta. Ve öyle güzel anlatır ki gözlemlerini, kendisi adeta karşımızda oturmakta ve ''Yaa işte böyle oldu genç'' dercesine samimi bir üslupla konuşmakta gibidir. Ayrıca bu kitap''yalın, içten, yapmacıksız bir yurt ve insan sevgisinin kağıtlara dökülmüş halidir.''


Kitaptan, şu memleket manzarasını aktarmadan edemeyeceğim:


Yazarımız, Atatürk Barajı'nın suları altında kalacağı için boşaltılması gereken Samsat Köyündedir.Köylüler, Samsat'ı boşaltıp Söke'ye gideceklerdir.Toprak ve İskan Müdürü, Samsatlılara Söke'deki konutları anlatır.Anlatması bitince köylülerin soru yağmuruna tutulur. Konutların duvar rengi ne? Evler kaç metrekare? Kaç oda? Sıvalı mı sıvasız mı? Oralarda iş var mı? İş olanakları neler? Müdür bütün soruları cevaplamaya çalışır.


-Orada toprak nasıl kokar?


Ötekilerden farklı bu soru, en öndeki yaşlı amcadan gelir.


Müdür ''Güzel kokar'' diyip soruyu geçiştirir.


Sorular bitmez. Evlerin bahçeleri var mı? Bahçede ağaç var mı? Çiçek var mı? Hava nasıl? -


-Oranın suyu nasıl kokar?


Aynı adam sormuştur. Müdür duymazlıktan gelir.Öteki sorulara geçer. Okul var mı? Okul kaç kilometre uzakta? Orada kahvehane var mı? Ya çay ocağı? Ya sağlık ocağı?


-Oranın limonu nasıl kokar?


Müdür dayanamaz, ters ters ''Sen benimle alay mı ediyorsun?'' diye çıkışır. O anda ortalığı bir uğultu kaplar. Müdür neye uğradığını şaşırır. Bir kişi durumu açıklar:


-Kusura bakmayın müdür bey, arkadaşımız kördür, göremez de.


içimi burkan bu anektottan sonra şu memleket manzarasını da aktarıp gidiyorum.


Yazarımız Doğu Karadeniz bölgesindedir. Şarıl şarıl yağan yağmurdan korunmak için bir kahveye sığınır ve kahvedekilerle birlikte televizyondan haberleri izler. Spiker hava durumunu sunar: ''Yurdumuzun hiçbir bölgesinde, hafta sonundan önce yağış beklenmiyor.'' Kahvede kahkahalar patlar.


-Ha Cemal, dişaruda yağmur yağmiir da, sen neden islaksun?


-Ha sen puna yağmir mi dersun, pu denizun serpintisudur.


-Hiç deniz serpintisu olur mi, pu Trapisonlu'nun bize su sikmasidur.


-Ha sen mi daha iyi pileceksun, Trt mu?


-Ha duymadın mu, yurdumuzda dedular, purası yurt değul midur?


-Lazistan hava raporunu da sen oku temel.


Böyle hoş, acı tatlı izlenimlerle bezeli, keyifle okunası bir gezi ve anı kitabı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder