3 Ekim 2010 Pazar

HALİÇ'TE YAŞAYAN SİMONLAR


HALİÇ'TE YAŞAYAN SİMONLAR


Dün Devlet Bugün Cemaat


Yazarı: Hanefi Avcı


Yayınevi: Angora Yayıncılık


Basım Yılı: 1.Baskı 2010


Sayfa Sayısı: 597




Geçen gün metrobüste bu kitabı okurken, yanımda ouran kadın kitaba bakmak istedi. Birkaç sayfasına baktı. ''Nasıl? Kolay okunuyor mu?''

''Gayet kolay okunuyor'' dedim. Sanırım hacminden ürktü kitabın. Halbuki Hanefi Avcı bir yazar olmadığı ve sadece başından geçenleri anlattığı için kitabın ağır veya edebi bir dili yok. Su gibi okunup gidiyor, nasıl bittiği anlaşılmıyor bile.


''Simon'', bir teröristin lakabı. Onun, bağlı olduğu örgüt nedeniyle, bağımsız ve sağlıklı düşünemediğini gören Hanefi Avcı, bu durumdan epey etkileniyor ve düşüncelerini içinde bulunduğu grubun etkisiyle şekillendirmeye ''Simonlaşmak''diyor. Kitabın adı buradan geliyor.


Kitabın birinci bölümünde devletin yetersizliklerinden, basiretsizliğinden, eldeki imkanları iyi kullanamamasından bahsediyor. Polislerin aldığı eğitimi okurken, biz hukukçuların aldığı eğitimden çok da farklı olmadığını gördüm kalite olarak. Onlar da mezun olduklarında sudan çıkmış balığa dönüyormuş, tıpkı biz gibi.


Terör örgütlerinin ideolojik yapısını bilmeyen polislerin, istihbarat görevlilerinin, bu örgütlerle mücadelesinin işe yaramaz olduğunu dile getiriyor sık sık.


Önceden bu insanları terörist, vatan haini, katlivacip diye nitelendirirken, şimdi onları anlamaya çalıştığından, anlamaya çalışmamız gerektiğinden bahsediyor.


Rüşvetle, yolsuzluklarla mücadelesini anlatıyor.


Ki bu bölümde neredeyse kendisinin kahraman olduğunu düşüneceğim. İyilerin dostu, kötülerin düşmanı.


İkinci bölümde ülkemizdeki cemaat yapılanmasından ve daha yakın bir geçmişten bahsediyor. Zaten tutuklanmasında bu bölümde yazdıkları etkili olsa gerek. Gerçi kitapta yazdıklarından ötürü tutuklanmasının savunulacak hiçbir yanı yok. Fakat ne yazık ki yazdığı roman karakterlerinin söylediklerinden ötürü hakkında dava açılan yazarların olduğu bir ülkede Hanefi Avcı'nın tutuklanması hiç şaşırtıcı gelmiyor. Kendisi de bunu bekliyormuş zaten. Bu kitap yüzünden başının belaya gireceğini bildiğini yazmış son sayfalarda. '' E peki bile bile niye yazdın?'' diye soracak olanlara da cevabı şu ''Bu olayları daha tazeyken yazmalıydım.''


Bu anlamda ben kendisini tebrik ediyorum. Gerçekten daha olaylar tazeyken bunu yazma cesaretini gösterebilmesi takdire şayan. Gerçi bunun altında başka hesaplar olabileceği yolunda görüşler var. Olabilir. Zamanla göreceğiz. Ben her koşulda ülkenin kilit noktalarında görev almış insanların yaşadıklarını, gördüklerini, düşündüklerini yazmalarından yanayım.

2 yorum:

  1. ben de aynı şekilde kullandığı dili çok iyi buldum. daha vasat bekliyordum açıkçası.

    YanıtlaSil
  2. evet, dili ve üslubu yediden yetmişe herkesin anlayabileceği şekilde.

    YanıtlaSil