20 Mart 2011 Pazar

KÖPRÜ


KÖPRÜ

Yazarı: Ayşe Kulin


Yayınevi: Remzi Kitabevi


Basım Yılı: 1.Basım Nisan 2001- 21.Basım Ağustos 2001


Sayfa Sayısı:255



Memleketin ücra bir köşesine yapılması gereken ama yapımı yılan hikayesine dönen bir köprü ve bu köprünün yapılması için canını dişine takan bir vali anlatılıyor kitapta.

Buradaki gibi valiler, kaymakamlar, Bayram'lardan bol bol olsa keşke .


Hikaye, Bayram adlı saf, temiz, dürüst,çalışkan bir köylünün, kucağında daha yeni doğmuş mini mini bir bebekle valinin karşısına çıkmasıyla başlar.

Bayram, doğum yapmak üzere olan hamile karısını hastaneye götürmek için nehrin karşı kıyısına geçmelidir ama kendilerini karşı kıyıya taşıyacak salın kaptanı ortada yoktur. Bayram kendi çabasıyla bunu yapmak ister ama beceremez ve karısı ölür. Geride yeni doğmuş bebesini bırakarak.


Karısının ölümünü ve oğlunun öksüz kalmasını, köprünün olmamasına bağlayan Bayram, bunun hesabını validen sorar.
Böylece Vali, bu köprüyle ilgilenmeye başlar. Ama nasıl ilgilenmek. Bütün mesaisini buna harcar.

Bu arada Bayram'ın öksüz yavrusu için bulunan süt anne ve onun kocasının hayatı, ailesi, PKK saldırıları, bürokratik çarklar gibi yan konularla kitabın içeriği zenginleştirilmiş, bambaşka konuşara da değinilmiş.


Bu kitabın dizisi de yapılmıştı. Erdal Beşikçioğlu oynamıştı Vali'yi.O zamanlar ilgimi çekmemişti. Keşke izleseymişim.


''Acaba köprüyü yapabilecekler mi?'' diye heyecanla okudum, sonunu deli gibi merak ederek.

FÜREYA


FÜREYA

Yazarı: Ayşe Kulin


Yayınevi: Remzi Kitabevi


Basım Yılı: 1.Basım Ocak 2000, 25.bASIM şUBAT 2000


Sayfa Sayısı:348


Hani bir tezahürat vardı ya, ''Nouma bizi diskoya götür'' diye. İşte aynen bu ses tonuyla Ayşe Kulin'e seslenmek istiyorum ''Kulin benim biyografimi yaz.''

Türkiye'nin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral'ın hayatının anlatıldığı bu kitabı okuduktan sonra Ayşe Kulin tarafından bir biyografimin yazılmasını çok arzuladım. Bundan önce ''Adı Aylin''i okumuştum. O da sürükleyici bir dille yazılmıştı. Gerçi ben henüz ''Biyografisi yazılacak insan'' düzeyine erişmiş olduğumu sanmıyorum ama o günler de gelir diye umut ediyorum. İşte o zaman Ayşe Kulin yazsın benim bşyografimi. Kesin güzelliği dillere destan bir kadın olarak yansıtır. Aylin'i ve Füreya'yı öyle yazmıştı. Ben de isterim.


Kitaba ve Füreya Koral'ın hayatına gelirsek; bir kere Füreya doğuştan şanslılardan. Zaten zengin ve sanatçı bir ailenin içine doğmuş. Hele ki dayısının Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir olması çok enteresan.


Padişahlığın son dönemleri ve Cumhuriyeti görmüş bir nesilden gelen Füreya, deli dolu hayalleri olan bir genç kızken, çok yanlış bir evlilik yapıyor. Bu sancılı evlilik sona erince Kılıç Ali ile evleniyor. Bu dönemde Atatürk ve yakın çevresiyle münasebeti oluyor. Yemek ziyafetleri, sohbetler falan.


Sonra Kılıç Ali'den de boşanıyor. Bu arada hayatının nerdeyse tümünde kendisine aşık olan birileri çıkıyor. Hasta yatağında bile.
Verem nedeniyle uzun yıllar tedavi görüyor. Bu süreçte ablası ona plastik hamur gibi birşey veriyor ve seramiğe ilgisinin ilk kıvılcımı böylece başlamış oluyor. 40 yalında başladığı seramik sanatında 40.yılını dolduracak kadar ilerliyor. Önemliödüller alıyor, pekçok öğrenci yetiştiriyor.

Velhasıl dolu dolu bir ömür geçirmiş oluyor.

BAŞUCUMDA MÜZİK


BAŞUCUMDA MÜZİK

Yazarı: Kürşat Başar


Yayınevi: Everest Yayınları


Basım Yılı: 1.Basım 2003 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
59.Basım 2004 Everest Yayınları


Sayfa Sayısı: 436


Kürşat Başar'ın bir kadının dilinden aktardığı ,evlilik-aşk-aldatmak diye özetleyebileceğim kitabı.

Kitap o kadar çok betimleme ile dolu ki, çoğunu geçtim zaten okurken. ''Keşke hep çocuk kalsaydım...Ah Ankara...O yıllar şimdikinden daha güzeldi...Aşk...Sevgi neydi, sevgi emekti...''


Vıcık vıcık bir romantizm uğraşı. Ağdalı cümleler. Buram buram kokan ağır bir kadın parfümü gibi bu kitap. Çok iç daraltıcı.


1950-60 yıllarında dönemin iktidarı olan Demokrat Parti'nin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun, Vesamet Kutlu ile yaşadığı yasak aşkı anlatıyor. Tabi isimler farklı. Gerçi ben Adnan Menderes ve Ayhan Aydan arasındaki ilişkiyi anlatıyor sanmıştım ama internette yaptığım kısa bir araştırma sonucu Fatin Rüştü Zorlu ve Vesamet Kutlu arasındaki ilişkiden bahsettiğini öğrendim.


Kitabın adı ''Bir Metresin Anıları'' olabilirdi gayet rahatlıkla. Ama tabi o zaman ''Başucumda Müzik'' gibi romantik bir havası olmazdı.

13 Mart 2011 Pazar

İSTANBUL HATIRASI


İSTANBUL HATIRASI

Yazarı: Ahmet Ümit

Yayınevi: Everest Yayınları


Basım Yılı: 1.Basım - Haziran 2010


Sayfa Sayısı: 564 sayfa



İlk defa bir Ahmet Ümit kitabı okudum. Biraz Grange havası sezdim.

Kitapta, başkomiser Nevzat ve ekibi Ali ile Zeynep, İstanbul'u katledenleri katleden bir katilin ya da katillerin peşindedir.

Katil ya da katiller, İstanbul'un tarihi dokusunu, ticari emelleri için kullanan arkeolog, belediye çalışanı, mimar, müteahhit, gazeteci sırayla öldürmekte ve cesetlerle bir takım mesajlar vermektedir. Polislerimiz bu mesajları takip ederek hem İstanbul'un Bizans'tan Osmanlı'ya tarihi serüvenenini öğrenir, hem de bu arada katilleri yakalamaya çalışır.


Bir solukta okudum. Her ne kadar polisiye romanları pek sevmesem de, içinde İstanbul olması kitabı benim için heyecanlı kıldı.