21 Ocak 2012 Cumartesi

OOOKİTAP Dokunan Yanar


OOOKİTAP

'' Dokunan Yanar''

Yazarı: Ahmet Şık

Yayınevi: Postacı Yayınevi

Basım Yılı: 1. Basım -Kasım 2011

Sayfa Sayısı: 383


Şu kitabın basılmaması için ne çaba gösterilmişti. Sonuç?

Kitap toplatarak neyin önüne geçilmesi planlanıyor, kimin cezalandırıldığı düşünülüyor ki.


Kaldı ki bu kitap daha önce söylenmemiş birşey de söylemiyor. Zaten bilindik konular. Emniyet başta olmak üzere ülkedeki pek çok kurumda cemaatçi bir yapılanma olduğunu hiç kimse bilmiyordu da bu kitapla mı öğrendi?

Cemaatçi yapılanmanın boyutlarını ve tehlikelerini anlatıyor kitap. Bu noktada daha önce yazılmış kitaplardan ve gazete yazılarından da alıntılar yapıyor. Bugün Türkiye'deki her insan bu yapılanmanın farkında.

Müthiş bir adam kayırmacılık olduğu o kadar kör gözüm parmağına şeklinde ki. Belgesi bile var. Yakın bir geçmişte gazetelerde bir haber vardı. Bir milletvekili, bakana mektup yazarak bir tanıdığının işe alınmasını istiyordu. Haber için bakınız: Sözcü gazetesinden çok konuşulacak iddia

Keza yine bir haberde öğrendik ki, zabıt katipliği sınavında Bülent Ersoy'un ne zaman kadın olduğu, Örümcek Adam'ın annesinin adının ne olduğu gibi sorular sorulmuş. Haber şurada: Bülent Ersoy Meclis Gündeminde

Hakimlik savcılık sınavlarına girip kazanan arkadaşıma mülakatta sordukları soru şuydu: Tesla Kalkanı nedir?

Bu tür sorular neyi gösteriyor? '' Biz senin yerine başka birini zaten aldık, boşuna uğraşma arkadaşım.''

R. Tayyip Erdoğan, geçmiş yıllarda yargı başta olmak üzere pekçok kuruma hakim olan CHP zihniyetini eleştiriyordu ama şimdi aynısını ne acıdır ki kendisi yapıyor.

Aslında torpil mevzusu, yeni olan birşey değil. Öteden beri vardı ama bu kadar aleni, yukarıda örneklerini verdiğim gibi bu kadar arsızca yapılmıyordu. Bir de adam kayırmacılık bir noktaya kadar tahammül edilebilir birşey. Mesela bir sınava giriyorsunuz, aynı oranda çalışıyorsunuz ve aynı puanı alıyorsunuz. İşte bu ikisi de aynı şekilde çalışıp aynı puanı almış iki kişiden birini işe almak gerekiyorsa, o kurumda tanıdığı olan birinin işe alınması o kadar da canımızı sıkmayabilir. Çünkü o da çalıştı, o da hak kazandı. Sadece daha şanslıydı. Hani içimizi o kadar da çok acıtmıyor. Ama sınava girip derece yapan insanı mülakatta eleyip de, böyle bir çaba ve başarı göstermemiş insanın, sırf tanıdıkları vasıtasıyla işe alınması, işte bu insanın tahammülünü zorlayan. Şu an ülkemizdeki fotoğraf da budur. Ve bu gidiş çok tehlikelidir.

Tekrar kitaba döneyim. Ahmet Şık, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu yargılanıyor. Bu kitabı, Ergenekon örgütünün kendisine yazdırdığı iddiası var. İddia böyle. Araştırılsın elbette. Yargılanabilir de. Ama tutuklu yargılanması, üstelik de artık kaç gün olduğunun çetelesini tutamıyorum, bu kadar uzun süre tutuklu kalması hukukla da, mantıkla da, insanlıkla da bağdaşmıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder