21 Mart 2014 Cuma

AYNI YATAKTA ÜÇÜMÜZ


AYNI YATAKTA ÜÇÜMÜZ

Yazarı: İlkim Öz

Yayınevi: Destek Yayınları

Basım Yılı: 1. Basım – Kasım 2013

Sayfa Sayısı: 254 


İlkim Öz bir psikolog/evlilik ve aile danışmanı.

Danışanlarından üçünün öyküsünü anlatmış kitapta. Üçünün de ortak noktası "metres" tabir edilen "diğer kadın" olmaları.

İsimler farklı, olaylar gerçek.


Birincisinde Sema var. Evli bir adamla beraber. Annesinin bu durumdan haberi yok. Annesi, kızını o adamla evli zannediyor. Fakat Sema annesini kandırıyor.

Metresi olduğu adam Sema’ya iyi bir hayat standartı sağlıyor ama Sema mutlu değil.

Terapide babası yaşındaki ve üstelik evli bir adamla birlikte olmasının çocukluğuna dayanan bir travmaya bağlı olduğu ortaya çıkıyor.

Sema’nın annesi aşırı kıskanç. Babası da aşırı çapkın.

Sema daha çocukken anne ve babasının kavgalarına tanık oluyor.

Annesi Sema’nın kolundan tutuyor, birlikte bir otel odasında babası ve birlikte olduğu kadını basıyorlar. Babasını başka bir kadınla çırılçıplak yakalamak çocuk Sema’da bir travma yaratıyor tabi.

Bunu etkisiyle babası yaşında bir adamla birlikte oluyor. Ondan sevilmek, ilgi ve güven duyguları alıyor. İlkim Öz bunları “üç altın duygu” diye tanımlıyor. 

Terapiler sonunda Sema adamdan ayrılıyor. Kızıyla beraber başka bir şehirde, başka bir hayat kuruyor.


---


İkinci hikaye yürek parçalayıcı.

Remziye.

Yoksul, genç bir kadın.

Evli bir adamla beraber.

Sebep, yine çocukluktaki bir travma. 

Remziye’nin babası kapıcı. Remziye fakirliğinden utanıyor ve sanki zenginmiş gibi sürekli yalanlar söylüyor. Babası ölünce iyice yalnız hissediyor. Çünkü annesi diğer yedi çocuğa mı baksın, evle mi ilgilensin, dağılmış bir kadın.

Apartmanda İnci Hanım var. Çocuğu olmuyor. Remziye’yi kızı gibi seviyor.  Ara sıra Remziye onlara gidiyor. Temizlik, yemek yapıyor.

Bir gün İnci Hanım evde yokken, İnci Hanım’ın kocası Aslan Bey, Remziye’ye tecavüz ediyor. Remziye 15, Aslan Bey 40 yaşlarında.

Aslan Bey, Remziye’yi saç tokasıyla, ayakkabıyla, elbiseyle kandırıyor. 

Remziye hiç kimseye söyleyemiyor. İnci Teyzesine ihanet ettiğini düşünüyor, kahroluyor.

Aslan, yanında çalışan güvenlik görevlisiyle Remziye’yi evlendiriyor ama ikilinin ilişkisi hala devam ediyor.

Remziye bu durumdan dolayı bitmiş, tükenmiş. Aslan, ona bir iyilik olsun bu terapiye gönderiyor. Terapiler iyi geliyor, Remziye rahatlıyor. Ama sonraları terapiyi bırakıyor. İlkim Öz, merak edip Remziye’yi arıyor ve acı haber. Remziye intihar etmiş.

---


Üçüncü hikayedeki Arzu.

Erkeklerle flört etmeyi seviyor. 

Patronu, Arzu’ya bir teklifte bulunuyor. “Benimle hayat boyu beraber ol. Evlenmeden. Sana her istediğini alırım, sen de benim her istediğimi yapacaksın.”

Anlaşma Arzu’nun canına minnet. Çünkü o da zaten evlenmek istemiyor.

Fakat adamın Arzu’dan isteği üç kişilik yatak ilişkisi. Üçüncü kişi de adamın karısı.

Arzu bu durumdan kurtulmak, neden bu duruma katlandığını anlayabilmek için terapiye gidiyor. Yine çocukluk travması. Başkalarının çocuklarına bakan bir anne ve ondan paraları alan dayakçı bir baba. Bildiği evlilik kurumu, kadının dayak yediği, erkeğin baskın çıktığı bir müessese. Evliliği böyle gördüğü ve yorumladığı için evlilikten kaçıyor.



Kitaptaki tüm hikayelerde aslında aynı yatakta üç kişi var. 3. kişi fiziken orada olmasa bile, zihinde var oluyor. 

Anlayacağınız üzere kitap ilişkilere metreslerin gözünden bakıyor. Özellikle kendilerinden yaşça çok büyük evli adamlarla birlikte olan bu zavallı kadınların çocukken bir travma yaşamış olmalarının çarpık ilişkilerde payı büyük.

Anne ve babalara büyük görev düşüyor. Kız çocuklarının kendi başlarına ayakta durabilen, kimseye muhtaç olmadan yetişmeleri  hayati önemde. Bir asalak gibi değil, onurlu, gururlu ve dimdik yaşayabilmek lazım.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder