1 Aralık 2015 Salı

PİÇ




PİÇ

Hakan Günday

2003

Doğan Kitap

10. Baskı - Kasım 2011

224 sayfa


Dört arkadaş.

Dördü de birbirinden faydasız dört arkadaş.

Kımın zararlısı.

Ben olsam bulaşmam, ama bir kız var, Nilay, bunlardan birinden (Cenk olanından) hoşlanıyor. Kız bir de bu dördüne evini açıyor. 

Bunlar Hakan'ın evinde kalıyor. Ev, Hakan'ın teyzesinin. Teyze evi satacağını söyleyip Hakan'dan evi boşaltmasını istiyor. Bunlar da kızın teklifi üzerine hop onun evine yerleşiyorlar.

Kız sonra pişman oluyor tabi.

Suat var Nilay'dan hoşlanan. Normal insan o, piç değil. Nilay'ı ikna etmeye çalışıyor Cenk'ten ve diğer gerzeklerden kurtulması için.

Nilay da sonunda dayanamayıp evi boşaltmalarını istiyor. Sorun çıkarırlar diye endişelenmiştim ben ama bir sorun çıkarmadan gidiyorlar, iyi bari.

"Eğer sıradan insanlar olsalardı Nilay'ı döver, sonra tecavüz eder, son olarak da evdeki değerli eşyaları ve parayı alıp kaçarlardı. Ama piçler sabahın iki buçuğunda, evi sessizce terk etmekle yetindiler." sf. 143

Acaba zararlı diyerek haksızlık mı ediyorum? Zararlı demeyelim de işe yaramaz diyelim. Sevimsiz bir de.

Bir hiçbir şeyi ciddiye almama, boşverme, alaya alma halleri...

Bunlardan birine aşık kızın dediğine katılıyorum ben: "Salak! Evet, bence size çok uygun. Kusura bakmayın ama öyle. Bütün gün boş boş oturup saçma sapan şeylerden konuşuyorsunuz. Sonra da insanların size anlayış göstermesini bekliyorsunuz. Bence bu salaklıktan başka bir şey değil." sf. 47

Bence de.

Bunlar sokaklarda, barlarda, orada burada günlerini ve gecelerini geçiriyorlar.

Sonra, sadece beden güçleriyle çalışacakları bir iş arıyorlar. Fabrikada işçi olmak için işe başvuruyorlar. Ama işe alınmıyorlar. Tipleri biraz tuhaf çünkü. Yani fabrikada çalışmak için tuhaf. Sadece beden gücüyle çalışabilecekleri bir iş için fazlasıyla zihin gücüne sahiplermiş gibi bir görüntüleri var. Bu görüntü de iş verenlerini rahatsız ediyor.

Saçma sapan geçen günlerinin ardından kitabın sonunda hepsine ne olduğunu okuyoruz. 

Herkesin finali, kendine yakışan gibi oluyor. 

*

Bu kitabı daha önce de okudum: http://birazkitap.blogspot.com.tr/2012/01/pic.html

Şu an bu satırları, kitabı ikinci kez okumamın üzerinden iki ay geçmişken yazıyorum. Bir iğreti ile aldım elime kitabı. "Üfff pis salaklar" diye. Kitabın her sayfasında da "üfff ergen/ ay salak/ yemin ediyorum gerizekalı..." diye notlar almıştım. 

Sevmedim sizi piçler.

Uzaktan merhaba merhaba. Belki iki çift lafın belini de kırarız, ama hepsi o. İki saatten fazla sizi çekebileceğimi sanmıyorum. Baş ağrısısınız.



Altını Çizdiklerim

"Gerçek bir romancı olacak kadar hayal gücüne sahip olmasına rağmen binlerce cümle kuracak kadar sabrı içinde taşımaması." sf.18

"Her zaman yanındayım' diyen bir piç gerçekte şunu hissediyordur: 'Mezarına kadar gelir ve seninle gömülürüm." sf.36

"Bazen dünyanın bir kasa olduğunu düşünüyorum. Tanrı'nın parasını sakladığı bir kasa. Para biriminin insan olduğu bir evrende küçük bir kasa. Tanrı'nın paraya ihtiyacı olduğu zaman büyük savaşlar, felaketler, ölümler oluyor. Ölenler harcanıyor. kalanlarsa faiz yaratmak için ürüyor." sf. 38

"Çünkü Gonca aşkın IQ düşürücü yan etkisinin altındaydı." sf. 45

"Bence romanların iyi olup olmadıklarını anlamak için ikinci kez okumaya çalışmak lazım. Eğer okunabiliyorsa, iyi roman testini geçmiş demektir. Okunmuyorsa, en yakındaki ilkokulun kütüphanesine bağışlanmalıdır." sf. 47

"Hayat seni öyle bir noktaya getirir ki kendini sevdiklerinle savaşırken ve nefret ettiklerinle sevişirken bulursun. Üzülürsün. Pişman olursun. Sonra biraz zaman geçer ve tersinin bu dünyada işlemediğini görürsün." sf.55

"Okşayan elleri ısıranlar, tekmeleyen ayakları öperler." sf. 55

"Çünkü onlar bir yere gitmiyordu. Sadece duruyorlardı. Belki de en korkunç şiddet buydu: durmak. İnsan kaçarken başkasının, dururken kendi kanında boğulur." sf. 57

"Ben hissettiğim zekadayım." sf.82

"Yasalar huzurunda yetişkinliğe geçiş yaşının değişmesi gerektiğini düşünüyordu. Hayat şartlarının geçen yüzyıllara oranla rahatlamış olması ve hayat süresinin uzaması nedeniyle çocukluğun bitiş yaşının yirmü üç olması gerektiğini savunuyordu. Hakan'a göre yürümek yerine motorlu taşıtlar kullanan, düşünmek yerine televizyon seyreden, spor yapmak yerine PlayStation oynayan, kütüphane koridorları yerine internet sitelerinde dolaşan çocukların olgunlaşmaları gecikiyordu. Geçmiş kuşaklara göre tabii ki daha çok bilgiye sahiplerdi ancak bu bilgiyle ne yapacaklarını belirlemelerine onları zorlayacak bir hayat yaşamıyorlardı. Bilgili ancak bilinçsiz çocuklar on sekiz yaşından sonra da çocuk olmaya devam ediyor ve kendileri başta olmak üzere çevrelerine de zarar veriyorlardı. Ortaöğretim süresi uzatılarak çocuklar hayata alıştırılmalı ve ancak yirmü üç yaşından sonra yetişkin olarak kabul edilmeliydiler." sf. 97

"Açık gözlerle yürümek uyanmak anlamına gelmiyordu." sf.98

"Beni terk edenlerin hepsi kapı oldu. Çünkü sırtlarını bile görmeye vaktim olmadı. Kapıyı çekip çıktılar ve ben daha ne olduğunu anlayamadan kapıya dönüştüler." sf. 100

"Mozaik ancak tuvalet zemininde olursa iyi görünür. Toplumlarda olursa, adına 'karambol' denir." sf. 130

"Doğaya zarar veren doğanın kendisidir. Düzeneği böyle çalışır. İçinde barındırdığı insan zekasıyla, depremleriyle, harekete geçen volkanik dağlarıyla, doğa kendine zarar verme eğilimi olan yaramaz bir çocuk gibidir." sf. 157




sf.157

"Romain Gary'nin intihar mektubunun son iki cümlesi:
'Çok eğlendim, teşekkür ederim. Hoşça kalın." sf.165

"Günümüz siyaseti hayvanlara göre düzenlenmiştir. Hayvanlarla iletişim kurmanın iki yolu vardır: kandırmak ve korkutmak.1 sf. 187

"Bir kentin uçları arasında yürüyerek yol almak, tabanları şiştikçe yerden yükselen bir insana birinci saatte gezinti, ikinci saatte spor, üçüncü saatte savaş, dördüncü saatte yenilgi gibi gelir." sf. 195

"Cehenneme sadece bronzlaşmak için gideceklerinden emindiler." sf. 200

"Ziller çaldı. Okul binası çocukları yuttu. Ziller çaldı. Okul binası çocukları kustu." sf. 203

"Kitaplarla arası birkaç kilometreden fazladır." sf. 204

"Gizli eşcinsellik teorisi eşcinseller tarafından uydurulmuştur. 'Önemli olan ruh güzelliğidir' lafının çirkinler tarafından uydurulduğu gibi. (...) 

Biliyorsun: gizli eşcinsellik teorisine göre, ne kadar reddedersen o kadar eşcinselsindir.

İşte teorinin ibneliği burada. Homofobik bir insana gizli eşcinsel yakıştırmasını yapmak, bir Nazi'ye gizli Yahudi demekle aynı şey." " sf. 207

"Hayatla savaşlarına bir sonraki sabah kaldıkları yerden devam etmek üzere siperlerine çekiliyorlardı. Bazı binalar boşalıyor, bazıları doluyordu." sf. 208

"Issız ada fiyatlarının en çok merak edildiği saatlerdi." sf. 208



*

Kitapta bahsi geçen şarkı, film ve kitaplar:

Village People - i am what i am

Nico Icon- Femme Fatale

Steve Miller Band - Serenade

Sid and Nancy (film)

Dean Martin - Innamorata

Frank Sinatra - My Way

The Cure - Just Like Heaven

Crosstown Traffic - Jimmy Hendrix

Gölgesini Satmış Adam - Romain Gary (kitap)

Kelebek - Henri Charriere- (kitap)


2 yorum: