17 Nisan 2016 Pazar

DEMİR ÖKÇE


DEMİR ÖKÇE

(The Iron Heel)

Jack London

1908

Çeviren: Şemsa Yeğin

İthaki Yayınları

2. Baskı - Mart 2016

308 sayfa


Avis Everhard, kocası Ernest Everhard'ı anlatıyor.

Ernest, ülkede tiranlık yükselirken sosyalizmi savunarak bunu örgütlü hale getirmeye çalışmış.

Karısı Avis de onunla aynı kanaatte.

Avis'in babası da. Üniversitede profesör olan Avis'in babası bu fikirleri yüzünden üniversiteden atıldığı gibi kitabı da toplatılıyor.

Sosyalist fikirleri savunduğu için bir din görevlisi de deli muamelesi görüp akıl hastanesine kapatılıyor.

Everhard çifti dahil tüm sosyalistler çeşitli iftiralara ve suçlamalara maruz kalıyorlar.

Hapisler, sürgünler...

Hapisten kaçıp gizli kimlikler altında yaşamaya devam ediyorlar. Karşıt grupların arasında ajanlık da yapıyorlar. Bu arada ülkede bombalamalar, suikastler de oluyor.

İç savaş çıkıyor. Ernest:

"Bu kez kaybettik. Ama hepten yenik değiliz. Tecrübeler edindik. Yarın öbür gün, dava gene ayaklanacak ve bu kez daha bilgili, daha disiplinli bir ayaklanma olacak." diyor. sf.306

*

Kitapta pek çok dipnot var. Avis'in yazdığı bu hatıralar yüzyıllar sonra ortaya çıkmış. Dipnotları da yüzyıllar sonra, 2300'lerin insanları yazmış. 

Keşke yayınevi buna dair bir bilgi verseydi kitabın başında. 

*

Kitap için "distopya" deniyor. Ama açıkçası Türkiye'de yaşayan birine hiçbir kitabın distopik görünmesi mümkün değil. Yaşıyoruz biz onları.


2 yorum:

  1. Dipnotları kendisinden güzel. Yalnız verilen tarihlerde sürekli 2300'lerin geçmesi benim de kafamı karıştırmıştı.
    Ayrıca bu kitap London'ın yüksek öngörüsünü kanıtlar nitelikte.

    YanıtlaSil
  2. "Dipnotları kendisinden güzel"
    :)
    Evet, öyle de denebilir.

    YanıtlaSil