16 Haziran 2016 Perşembe

KAR



KAR

Orhan Pamuk

2002

Yapı Kredi Yayınları

5. Baskı - Şubat 2016

460 sayfa


Kara Kitap ya da Benim Adım Kırmızı'nın yoğunluğu yok bu kitapta. Zaten yazar da kitabın sonundaki sonsözde bu kitabı çok fazla zorlanmadan yazdığını belirtmiş.

Siyasal islamın Türkiye'de güçlenmesini konu alan bir roman yazma isteğinden doğmuş kitap.

Ama kitapta bu istek, sanki tam tersine dönüşmüş. Çünkü kitaptaki siyasal islam güçlenmiyor, aksine askeri darbe ile bastırılıyor.

Başı kapalı olduğu için okula alınmayan kızların zorla başı açtırılıyor. 

Bunlar 2016 Türkiye'sinde tahayyülü zor şeyler artık. Zira türban mağduriyeti azalarak bitti gibi gözüküyor. Aksine artık bir mağduriyet değil, handiyse bir statü simgesi diyebiliriz. 

*

Kitabın ana karakteri Ka.

Ka, belediye seçimleri ve  intihar eden kadınlarla ilgili araştırma yapmak üzere Kars'a gider. Fakat asıl amacı Kars'taki eski aşkı İpek'i görmektir.

İpek, çocuğu olmadığı ve kendisine baskı kurduğu için kocası Muhtar'dan ayrılmıştır.

İpek'in başı kapalı bir kız kardeşi var, adı Kadife.

(Ka, her ne kadar İpek'i çok güzel bulup ona aşık olsa da Kadife'yi görünce bir bocalıyor, kaypak herif.)

Kars'a, İslamcılığıyla bilinen Lacivert geliyor. 

Kadife ile Lacivert sevgili.

Lacivert yakalanıyor.

Serbest bırakılması için Kadife'nin bir tiyatro oyununda oynayıp başını açması isteniyor. 

Kadife de Lacivert de bunu kabul ediyor.

Taraflar arasında arabuluculuk/ajanlık yapansa Ka.

Ka, işleri yoluna koyduğunu, İpek'le Almanya'ya gidip mutlu bir şekilde yaşayacağını hayal ederken ona İpek'in de Lacivert'le bir ilişkisi olduğunu söylüyorlar. İpek ile Lacivert eski sevgiliymiş. Üstelik ikisi de başkalarıyla evliyken.

Ka, bunu öğrenince yıkılıyor. İpek'in, Lacivert'i unutmak için kendisiyle Almanya'ya gitmeye razı olduğunu düşünüyor. İnciniyor. 

Ama yine de İpek'ten vazgeçecek değil.

Gidiş planı yapılıp tren kalkmak üzereyken Ka, İpek'in kendisiyle gelmeyeceğini öğreniyor.

Çünkü Lacivert öldürülmüş. 

İpek, bunda Ka'nın parmağı olduğunu düşündüğü için Ka'yı terk ediyor.

Ka, Almanya'ya dönüyor. Orada öldürülüyor.

Bu hikayeyi Ka'nın arkadaşı Orhan'dan okuyoruz. Orhan, Ka'nın izini sürüyor.

Bu açıdan Tutunamayanlar'ın tekniğini anımsatıyor. Tutunamayanlar'da da Selim Işık ölmüştür. Onun arkadaşı Turgut Özben, ölen arkadaşının izini sürer, Selim'i bize Turgut anlatır.

*

Sonsözde kitabın ortaya çıkış sürecini anlatan yazar, kitap nedeniyle dava açılacağından endişelenmiş. Ama öyle bir şey olmamış. 

(Dava endişesi nedeniyle avukat kontrolünden de geçen kitapta tanığın tutuklanması ifadesi geçiyor. sf. 426. "...Ka'yı tanık olarak davaya çağırmış, gelmediği ilk iki celseden sonra ifadesinin alınabilmesi için hakkında bir tutuklama kararı çıkarılmıştı." Tutuklama değil de zorla getirme kararı olmasın o.? Yanlış biliyorsam, düzeltin lütfen.)

Dost çevresinden "Orhan bu dincilere niye anlayış gösteriyor!" diye sitemkâr ifadeler işitmiş yazar. Doğru sitemler bunlar. Gerçi bir yazara gösterilecek bir sitem değil, roman ve hayali karakterler mevzu bahis çünkü. Ama genel olarak anlayış gösterilebilecek bir ideoloji değil dincilik. 

Bu tartışmalar ve yakınmalar nedeniyle "İlk ve son siyasi romanım" demiş Kar için. 

New York Times Book Review tarafından da 2004 yılının en iyi 10 kitabından biri seçilmiş. 

*

Bu kitaptan 6 yıl sonra yayımlanacak Masumiyet Müzesi'nin haberini de veriyor kitapta.

"Ka bana, bundan sonra yazacağım romanı sormuş, ben de Masumiyet Müzesi'nin herkesten dikkatle sakladığım hikayesini anlatmıştım." sf.270


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder