11 Eylül 2017 Pazartesi

KARILAR KOĞUŞU


KARILAR KOĞUŞU

Kemal Tahir

1974

İthaki Yayınları

Haziran 2005

399 sayfa


Kitap, Kemal Tahir’in ölümünden sonra yayınlanmış.

Malatya Cezaevi’nde geçiyor olaylar.

Murat siyasi bir hükümlü. Cezaevinin hatırı sayılır İstanbullu beyi. On beş yıla mahkum. Diğer mahkumlar akıl danışmak, dilekçe yazdırmak, dertleşmek için ona danışıyorlar hep.

Çeşit çeşit insan var tabii cezaevinde.

Hanım var mesela. Kocasını zehirlemekten mahkum. İdam kararı var hakkında.

Orospular var. Tözey mesela.

Şefika var, kadınlar koğuşunun gardiyanı. (Kaçıyor sonra aşığıyla.)

Hepsi de Murat’a aşık.

Murat ise hiçbirine.

 Kitabın arka kapağında yazdığı gibi:

“Murat, mahkumların seslendikleri biçimiyle İstanbullu, hapis hayatının zorlukları içinde, giderek bayağılaşan, bayağılaştıkça her şeyi yapabilen insanların yaşamına tanık olur. “

*

Kitap Hanım’ın idamıyla son buluyor. Hanım, idam edilecekken kendisinden beklenmeyecek kadar yiğit davranmış.

*

Tözey ile Murat arasında bir şeyler olur diye bekledim ama olmadı.

Tözey bir aya mahkumdu. Süre dolup hapisten çıktıktan sonra da Murat’ı ziyarete devam etti. Sonra bir dostu olduğu haberi geliyor. Murat da zaten bunu bekliyordu, şaşırmıyor bu habere.

*

Kitaptaki adamlar da kadınlar da aç. Cinsel bir açlık.

Kız çocuklarıyla birlikte olmaya meraklı adamlar var. Murat bunu peygamberin hayatına benzetiyor.

- Ne halt edelim Hacı, zamparalık bize Peygamberimizden miras. Mübarek de karı dedin mi şuraya yatar ölürmüş.

- Töbe de beyim, günah…

- Ölürmüş. On üç karısı varmış. Hazreti Ayşe Ana’mızı, kendisine yemek getirdiği sırada kucağına çekmiş de öpüvermiş. O sıra Ayşe kaç yaşında bakalım, yedi yaşında…

- Töbe de… Vallaha dinden çıkıyorsun.

- Merak etme, çıkmam… Yapan çıkmamış da, ben mi çıkacağım? Demek Ayşe Ana’mızın o sıralar ya aklı ermiyordu, Arabistan’da yedi yaşındaki kızlar rüya görür diye bir laf var ama… Belki ihtiyar herifi beğenmemiştir. Karı milleti Peygamber, embiya tanımaz… Gönlüne göre iş görür. Ayşe Ana’mız ağlayarak babasına şikayete gitmiş. Ebubekir Hazretleri de, ‘Vardır bir hikmeti… Sus hele… Senin aklın ermez’ demiş. Sf.71

Böyle çıkışları var İstanbullu’nun:

“Allah insanı topraktan yarattığını söyler. Yalandır. İnsanlar asıl, Allah’ı topraktan yarattılar. Köylü ‘Bana rızkımı öküzle eşek veriyor’ demeye utanmış olmalı. ‘Allah veriyor’ diye bir büyük yalan uydurmuş.” Sf.41

*

Filmi de var:




2 yorum:

  1. okumadığım ama filmini izlemiştim zamanında. eminim kitap daha güzeldir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de filmini merak ediyorum, bir ara izleyeceğim.

      Sil