14 Aralık 2017 Perşembe

MUTLU OLMA SANATI


MUTLU OLMA SANATI

(The Conquest of Happiness)

Bertrand Russell

1930

İngilizceden çeviren: Yunus Sağlamtürk

Say Yayınları

6. Baskı - 2017

189 sayfa


Kitap 1930'da yazılmış. Bugün için biraz kadük kaldığını düşünüyorum. Çünkü diyor ki kendinizi o kadar da önemli hissetmeyin. Dikkatinizi kendi içinize çevirmeyin, orada ilgi çekecek bir şey bulunmaz. Çok yetenekli olmadığınızı kabullenin... gibi. Yani günümüz kişisel gelişim tavsiyelerinin aksine, taktik maktik yok bam bam bam.

*

Önce mutsuzluğun nedenlerini anlatıyor. "İnsanlar neden mutsuz olur?" diye soruyor.

Cevaplar:
Rekabet
Can sıkıntısı ve heyecan
Yorgunluk
Çekememezlik
Günah duygusu
İşkence korkusu
Kamuoyu korkusu

Bunları açıyor.

Sonra da mutluluğun nedenlerine geçiyor:

Keyif
Sevgi
Aile
İş
Kişisel olmayan ilgiler
Çaba ve kabullenme

*

Önsözde yazıyor ki: "İnsanlar çağdaşları olan filozofların düşüncelerine özel bir ilgi gösterirler, çünkü onlarla aynı deneyimleri ve sorunları yaşarlar."

Belki de bu yüzden kitaba pek ısınamadım. Çağdaşım olmadığı için. Bir de sert bulduğum için.

Daha ilk sayfada diyor ki:

"Siz de mutlu değilseniz, bir tek kendinizin bu durumda olmadığınızı bilmelisiniz." sf.17

Başkaları da mı mutsuz? Ha tamam o zaman.

Hayır, böyle olmuyor ki. Başkaları umrumda değil. 

*

Günahla ilgili söylediklerine katılıyorum. "Kişi içten içe, çocukluğunda öğretilen yasakları hala yasak saymaktadır: Sevmek kötüdür, içki içmek kötüdür, sıradan iş kurnazlıkları kötüdür ve hepsinin üstünde cinsellik kötüdür." sf.21

Bu günah baskısı insanların mutlu olmasının önünde bir engel.

*

Mutsuzluk biraz da akılsız insan işi demeye getiriyor sanki.

"Akıllı adam, koşulları elverdiğince mutlu olur ve evreni anlamaya çalışırken acı duymaya başladığı noktada, başka düşüncelere geçer.(...) Mantık, mutluluğa ambargo konulmasına karşıdır." sf.27

*

Çocukları ileride mutsuz olmasınlar diye tekdüzeliğe alıştırmak gerektiğini söylüyor:

"Çok fazla yolculuk, çok değişik etkilenmeler gençler için iyi değildir ve büyüdükçe  tekdüzeliğe dayanamamalarına neden olur." sf.54

Bu iyi bir fikir mi emin değilim. Gezsin görsün çocuk.

*

İnsanların ekmek parası kazanma endişesinden kaynaklanan mutsuzluğuna karşı daha uygun bir hayat felsefesi ve biraz daha fazla zihin disiplini öneriyor.

"Güç ya da endişe verici bir karar alınması gerektiğinde olanca aklınızı o iş üstünde toplayıp kararlarınızı verin, karar verdikten sonra da, yeni bir gerçekle karşılaşmadıkça, o kararı yeniden gözden geçirmeye kalkışmayın." sf.60

Üzüntünüze neden olan şeyin çok da önemli olmadığını söylüyor ki bu dobralık fazla bence:

"Yaptığımız şeyler, sandığımız kadar önemli değildir; başarı ya da başarısızlıklarımız da sandığımız kadar önem taşımazlar." sf.60

Evet, sadece yıldız tozuyuz.

Yetenekli olmadığımızı da kabullenelim:

"Çok yetenekli olmadığınızı kabullendiğinizde önceleri çok üzülebilirsiniz, ama bu üzüntünüz bir gün sona erer ve normal bir yaşama dönebilirsiniz." sf.94

Beceriksiz yıldız tozlarıyız.

Yazarın halka karşı tutumu da çok net:

"Kural olarak, bir insanın halka, aç kalmasına ve hapishaneye düşmesine neden olmayacak kadar saygı göstermesi gerekir; bundan fazlası, zorbalığa gönüllü olarak boyun eğmek demektir ve kişinin mutluluğunu zedeleyebilir." sf.103

Evet, beceriksiz yıldız tozu halkı.

*

Hobilere çok nem veriyor yazar. "Bir insan ne kadar çok şeye ilgi duyarsa, o kadar çok mutlu olma olanağına kavuşur." sf.120

Ama bu hobilerin sağlığa uygun olması (içki olmaz yani.) ve  ölçülü olması (evliysen eşine zaman ayırmanı önlemesin yani.) gerekli.

*

Kitaplarda en nefret ettiğim şey eril dil. 

Bunda da var.

Diyor ki:

"Herhangi bir tutkunun ıstırap kaynağı olmaması, bazı sınırlayıcı etkenlerin çerçevesini aşmamasına bağlıdır. Bunlar, sağlık, yeteneklerini kullanabilmek, gereksinimlerini karşılamaya yeterli bir gelir, toplumsal görevlerden en önemli olanları, örneğin kişinin karısına ve çocuklarına karşı görevleri gibi etkenlerdir." sf.125

Kişinin karısına karşı görevleri. Yani erkeklere hitap ediyor. Kadınların hobisi olamaz mı?

*

Son olarak sevmek ve sevilmek. Bunlar da elbette mutlu eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder